Mutlak adak:
(Allah için, üç yıl oruç tutacağım) denmesi gibidir. Bir şarta bağlı değildir. Bunu söylerken, kastetmese de, söz arasında dilinden çıkmış ise de, yapması vacip olur. Çünkü, adakta niyetsiz, düşünmeden söylemek, ciddi, istiyerek söylemek gibidir. Hatta, (Allah için, üç gün oruç tutmak üzerime borç olsun) diyeceği yerde, (üç ay oruç tutmak) diye ağzından çıksa, üç ay tutması gerekir.
Adak, yemine benzemektedir. Bir kimse (Adağım olsun) dese, neyi adadığını söylemese ve niyet etmese, yemin kefareti vermesi gerekmektedir. Bir kimse, Allah rızası için oruç tutayım dese, kaç gün olduğunu söylemese ve birşey niyet etmese veya yalnız adak için niyet etse, bu orucu adak olur ve üç gün oruç tutar. Bunu söylerken, adak olmayıp, yemin olmasını niyet etse, yemin olur. Orucu bozarsa, yemin kefareti gerektirir. Hem adak, hem yemin olmasını niyet ederse, bu oruç, hem yemin, hem de adak olur. Bu orucu bozarsa, hem kaza, hem de yemin kefareti gerektirir.
Şarta bağlı olan adak:
Murat edilen şart gerçekleşince, adağı yerine getirmesi gerekir. Yerine getirmeyip, yemin kefareti yapmak câizdir. (Fetâvâ-yi Hayriyye)Adak yapmak, istenilen birşeyin gerçekleşmesine bağlanırsa, şart ettiği şey gerçekleşirse, adak ettiği şeyi yapmak gerekir. Hâsıl olmasını istemediği birşeyi şart ederse, istemediği şey hâsıl olunca, hac, oruç, sadaka, nafile namaz gibi adaklarını, isterse yapar. İstemezse, yapmayıp, yemin kefareti verir. Mesela, Ahmet ile konuşursam, Allah için yüz lira sadaka adağım olsun deyip, Ahmet ile konuşursa, isterse, sadakayı verir, isterse vermeyip, yemin kefareti verir. Şarta bağlı olan adağı, şart hâsıl olmadan önce yapmak câiz değildir. Mesela, hastam iyi olursa, Allah için şu kadar sadaka vermek ve sevabını seyyid Ahmed Bedevî hazretlerine bağışlamak adağım olsun deyip, hasta iyi olmadan önce adağını yapması câiz olmaz. Hasta iyi olduktan sonra yapması gerekmektedir. Şarta bağlı olan adağı yaparken de yeri, fakirin şahsını ve fakirlerin sayılarını ve paranın cinsini de söylediği gibi yapmak gerekmez. (Tahtâvî)
Kurban demek, bayramın ilk üç gününde zengin için vacip, fakir için ise nafile olarak kesilen davar, sığır veya deve demektir. Bu bakımdan adak yapılırken, kurban denilmişse, Kurban bayramında kesilir. Kurban denmeden, mesela bir koyun keseceğim denirse, gün ve yer belli etse bile, Kurban bayramı günleri dahil, istediği zaman ve istediği yerde kesebilir.
Şarta bağlı olmayan adaklar:
"Mutlak Adaklar" adı verilmektedir.
Belirli Olan Yani Muayyen Adaklar:
Şarta bağlı olmadan yapılan adaklardır. Örneğin 'önümüzdeki hafta cuma günü oruç tutmayı adamak' gibi.
Belirli Olmayan Adaklar:
Bunlara da 'Gayr-i Muayyen Adaklar' denir. Bu tür adaklar hiçbir şarta ve zamana bağlı olmayan adaklardır. Örneğin "şu kadar ay oruç tutacağım" diyerek hiçbir şart ve zamana bağlamadan bir müddet oruç tutmayı adamak. Bütün bu hükümlere göre Mutlak, yani bir şarta bağlı olmadan adanan oruçların kesin olarak yerine getirilmeleri gerekmektedir. Belirli bir zamanda yapılması adanan adak başka bir günde kaza edilmelidir. Aynı şekilde bu tür mutlak adaklar da belirli bir yer ve kişi ile belirli bir miktar da önemli değildir. Önemli olan bu adakların yerine getirilmesidir. Belirlenen yer, kişi ve miktarlar değiştirilebilir.